Tuesday, November 30, 2010











BANU CENNETOĞLU


Banu Cennetoğlu 1970’te Ankara’da doğdu, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Fotoğraf,

enstalasyon ve basılı malzeme kullandığı çalışmalar üretiyor. Psikoloji lisansının ardından

Paris’te fotoğraf eğitimi alan sanatçı, sosyopolitik açıdan ortaya çıkan belirsizlik, bu

belirsizliğin görsel olarak “kayıt edilebilirliği” ve fotoğraf aracılığıyla belgelemenin sorunları

üzerine çalışmaktadır.1996-2002 yılları arasında New York’ta yaşayan, 2002-2004 yılları

arasında Amsterdam Rijksakademie’de misafir sanatçı olarak araştırmalarını sürdüren

Cennetoğlu, 2006 yılında İstanbul’a dönerek, BAS adlı, sanatçı kitapları ve basılı malzeme

odaklı üretim yapan oluşumu hayata geçirdi. Son dönem sergileri arasında, “Brave New

Worlds”, Walker Art Center; “Wherever You Go”, San Fransisco Art Institute ve “EurHope

1153”, Villa Manin bulunmaktadır.

Mehmet Doruk Sağlam 2007.13.03.006

Antonio COSENTINO

1996 yılında iki arkadaşı Hakan Gürsoytrak ve Mustafa Pancar ile beraber Hafriyat grubunu kuruyor. Amaçları konseptlerini kendileri belirleyip arzuladıklarını yapabilmekti. Grubun şekillenmesi zamanla katılan diğer sanatçıların da etkisiyle oldu. Manifestoyu değil de sonradan şekillendirilebilirliği savunuyorlar. Sanatçı kentsel manzaralara da önem veriyor ve sanatçıların tek düzeliğinden sıyrılmak istiyor. Vazo gibi görsel açıdan hep kusursuzun resmedilmesi dışında günlük kent yaşantımızda az da olsa kullandığımız ögelerin resmedilmesi gerektiğini savunuyor. Cosentino'nun resimleri yada hazır nesnelerinde kazalardan tutun çevresel kirliliğe kadar kent yaşamının temelini oluşturan sorunlara değiniliyor.






Tuğçe Arugün
2010.D.13.03.034

Monday, November 29, 2010

inci eviner



İNCİ EVİNER
A contemporary art artist

"Oluşturduğum formların içi boş. bu iletim için bir araç. içimizdeki binlerce damar ve yeryüzündeki binlerce iletişim ağı gibi. desen çiziyorum ve o kadar uzun zamandır çiziyorum ki, gövdemin uzantısı ve bütün yapıtlarımın ana rahmi. keşke arzuları bu kadar basitleştirebilsek. ihtiyacımız olan bir kurşun kalem ve bir parça kağıt" diyerek desenle ilişkisini çok net bir biçimde özetlemiştir.Oluşturduğu video işleri içinse kendine has bir teknik uygulamıştır.Hareketli
resmin içine gizemli katmanlar eklemiş bunu keşfetmeyi seyirciye bırakmıştır.Gizlenen anlam katmanları adım adım çözülebiliyor ve bu deneyimler merak,terör,aşk,utangaç genç kızlık gibi bir takım kodlar barındırıyor.


Tuğba Yılmaz

CEVDET EREK


''KONTROLLÜ HIZDA HAYALETLİ YOL''




Cevdet Erek İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi’nde Mimarlık, İTÜ Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (MİAM) ‘nde ses mühendisliği ve tasarımı eğitimlerini tamamladı, İTÜ MİAM’da doktora çalışmasına başladı. 2002′den itibaren yerleştirme, ses, hareketli objeler, grafikler ve performanslardan oluşan çağdaş sanat üretimini yurtiçi ve yurtdışında birçok platformda sergiledi,SSS adlı kitapçığı 2008′de yayınlandı. İTÜ MİAM’da araştırma görevlisi olarak çalışmakta, Cev Edit mahlasıyla ve kurucularından olduğu Nekropsi grubuyla müzik çalışmalarına devam etmektedir.

http://baykuslartoplaniyor.org/atolyeler
http://cevdeterek.wordpress.com/

Sarkis Zabunyan



Sarkis Zabunyan, known as Sarkis, (born September 26, 1938 in Istanbul, Turkey) is a Turkish-born Armenian conceptual artist living inFrance.

His family moved from Sivas to Istanbul. His father Garabet Zabunyan was a butcher, and his mother Duru Zabunyan was a housewife. Sarkis studied at the St. Michel French High School and got his degree from Mimar Sinan University. He married an Ankara University philosophy student, Istanbul-born Işıl Akyüz, in the early 1960s. He decided to use his Christian name Sarkis in his professional artistic life, and moved to Paris, France in 1962 after winning the Paris Young Artists' Biennial Prize.

One of the leading conceptual artists, Sarkis has returned to his native Turkey many times since the 1980s to exhibit his work. He has participated in the Istanbul Biennial. He was the curator of the last ever Fureya Koral exhibition when ceramic artistKoral was still alive. A professor at Strasbourg Beaux Arts, Sarkis has trained young Turkish artists including Su Yucel and Serhat Kiraz. The last Sarkis show in Turkey was in May 2005, at the Akbank Art Gallery in Istanbul. The gallery devoted all of its six floors to the Sarkis, A Milestoneexhibition which was curated by Ali Akay. Apart from Turkey and France, Sarkis has exhibited his work in over three dozen countries, including theUSA, Germany, India, Australia, China, Japan,Mexico and Brazil. Sarkis's motto is "Anılarım Vatanımdır" (My Memories are My Country).


Yusufcan Karaoğlu

20071303001


Sunday, November 28, 2010

KUTLUĞ ATAMAN

Kutluğ Ataman 1961 yılında İstanbul’da doğdu. Film yönetmeni, fotoğraf sanatçısı ve çağdaş sanatçıdır. İstanbul ve Londra'da yaşamaktadır.

Ataman'ın eserleri esas olarak, insanların kendilerini ifade yoluyla kimliklerini nasıl yaratıp yeniden yazdıklarını, hakikat ile kurgu arasındaki çizgiyi flulaştırarak inceleyip, toplumdaki marjinal bireylerin yaşamlarını belgelemek üzerine yoğunlaşır. 

Kutluğ Ataman, 1988’de Amerika'da Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi (UCLA)'de sinema yüksek lisansını tamamladı. Filmleri ve sanat eserleri dünya çapında gösterilmektedir. Filmleri, belgesel stiliyle ev videosu türünün içtenliğini birleştirmekle tarif edilmektedir.

Ataman sanat dünyasına 1997 yılında 5. Uluslararası İstanbul Bienali'nde sunduğu kutluğ ataman’dan semiha b. Unplugged adlı opera divası Semiha Berksoy ile ilgili uzun metraj belgeseliyle adım attı. Kutluğ Ataman’ın ilk filmi, Karanlık Sular (1994), çürümekte olan bir Istanbul’un güzel fonuna kurulmuş bir dram. Ataman’ın yazıp yönettiği bu karanlık cinayet öyküsü bizi eskiyle yeninin karşı karşıya geldiği bir dünyaya götürüp seyirciyi sımsıkı yakalıyor. Eleştirmenler, Ataman’ın bu ustaca tasarlanmış ve zengin bir görselliği barındıran film aracılığıyla günümüz Türk kültüründeki krizi başarıyla özetlemesinden övgüyle bahsettiler.Karanlık Sular Ataman’ın hemen tanınmasını sağladı ve Montreal’den Şangay’a birçok festivale davet edilmesine neden oldu. Filmin birçok ödülü arasında, Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde SİYAD’dan En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödüllerinin yanı sıra Uluslararası Ankara Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü de bulunmaktadır. 

Eserleri önemli uluslararası koleksiyonlarda yer almaktadır. Bunların arasında, New York MoMA, Viyana Thyssen-Bornemisza Art Contemporary, İstanbul Modern, Atina Dimitris Daskalopoulos Collection ve Pittsburgh Carnegie Museum bulunmaktadır. 

Kutluğ Ataman'ın resmi websitesi: (Saatleri Ayarlama Enstitusu / The Institute for the Readjustment of Clocks)

KAYNAK: http://tr.wikipedia.org/wiki/Kutluğ_Ataman


Friday, November 26, 2010

Ayşe Erkmen



Ayşe Erkmen’in işlerinin çoğu ciddi bir teknik müdahaleye gereksinim duyan özgül enstalasyonlardır. Hem mekâna ilişkin bir örnek teşkil etmesi için hem de ‘şimdi’ ile neyin kastedildiğine dair bir örnek eser olarak 2001 yılında Frankfurt am Main’de yaptığı “Shipped Ships” (“Taşınan Gemiler”) işi örnek verilebilir. Bu eser Erkmen’in çalışma biçimini tarif eden bir iştir ve Deutsche Bank’ın, gösterişli performansların kamusal alanda sergileneceği “Momente” (“Anlar”) konseptinin Frankfurt’taki pilot projesi olarak dünya çapında açtığı yarışmadan yola çıkarak ortaya çıkmıştır. İnternet üzerinde biyografisi sadece Alman sitelerde bulunabilen dolayısıyla sadece Almanlar tarafından takdir edilen 1949 doğumlu enstelasyon sanatçısı olan Ayşe Erkmen'in 2001 yılında Frankfurt'ta gerçekleştirdiği bir enstalasyon, İstanbul, Venedik ve Japonya'nın 'Shinghu' şehrinden önce Rotterdam'a konterner gemileriyle getirilen sonra Ren Nehri üzerinden Main'a kadar gelen üç yolcu motorunu Main'da sefere koyarak gerçekleşmiştir.

Kaynaklar:
(haber34, 2008)

pop art-tubaustalı



MERVE ÇİLPĞLU
20071303033


                                                            

                                                                NASAN TUR

1974’te Almanya’da Offenbach am Main’da doğdu. HfG Offenbach Sanat ve Tasarım Akademisi ve Städelschule Frankfurt/Main Sanat Akademisi’nden mezun oldu. 2006’da Hessische Kulturstiftung bursunu kazanarak misafir sanatçı olarak bir yıl Londra’da yaşadı.
Berlin, Frankfurt, Darmstadt, Wiesbaden, Mannheim, Belgrad, Mexico-City ve Milano’da kişisel sergiler açtı. 


Nasan Tur, yapıtlarında, bireyin aile içindeki konumu; sanatçının içinde büyüdüğü sosyal çevre; aşk; ilişki; politikanın günlük hayat üzerindeki izleri gibi konuların konuşulmayan fakat ağız birliği yapılmışçasına toplu olarak uyum sağlanan noktalarını izleyici önüne çıkarıyor. Yapıtlarında sık sık; “arada kalmış”, “olması gerektiği gibi” olmayan, hatta karşıt şeyleri temsil eden biçimleri, olguları, kavramları yan yana getiriyor. Çöpten bulunan eşyalar birer altın kaplama heykele dönüşüyor, yepyeni görünümlü ama eski ayakkabılar galerinin bir köşesinde dururken, “Devrim zamanı!” gibi, farklı bağlamlarda motive edici, güçlü bir cümle olarak defalarca kullanılmış söylem, yanlış yazılışı ile içinde başarısızlık ihtimalini barındıran bir hayali temsil ediyor. Sanatçı arada kalmış, dile getirilmeyen kavramları eleştiriye tabi tutuyor. Kurguladığı “normal” durumlara dair farklı bağlamlarda performanslar gerçekleştirip bilinçli rahatsızlık uyandırıyor ve bu yolla izleyiciye çarpan, sade, gösterişsiz, samimi ve çoğu zaman romantik bir yaklaşımla derdini anlatmayı başarıyor.










http://www.bigglook.com/biggistanbul/kultur/aktv_detay.asp?aa_id=6&aktv_id=56433

Wednesday, November 24, 2010

Füsun Onur



Füsun Onur heykel eğitimi görmüş, ülkemizin ilk kadın heykeltraşlarından birisidir ve Türk Heykel sanatında çok önemli bir yere sahiptir. 12 şubat 1938 doğumlu olan Füsun Onur Güzel sanatlar eğitiminin ardından kazandığı burslar sayesinde Amerikada bir süre felsefe eğitimi almış ve burada tanıştığı bir profesör sayesinde Yüksek lisans olarak ünlü bir Sanat okuluna geçiş yapmıştır. 1970 yılında Türkiye'ye dönmüş ve çalışmalarına minimal ve kavramsal etkilerle devam etmiştir. Aynı yıl Taksim Sanat Galerisinde ilk sergisini açmış heykel disiplinin yavaş yavaş dışına çıkmaya başlamıştır. 1970 li yılların başında "mekan ve uzam" sorununu ön plana çıkaran beyaz boyalı strüktüel nitelikte ahşap çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar arasında yer alan heykellerden biri hazır malzemeye yer vermesi açısından önemlidir. Zira bu Onur'un sanatındaki kavramsal yanın ağır basmaya başlamasıyla ilgilidir.

Kullandığı malzemeler giderek kişisel mitolojisinin ürünleri haline gelmeye başlar. İlk zamanlarda heykel-hazır yapım olarak yorumlanabilecek kavramsal işlerinde kadın cinsine özgü kırılganlık, zariflik, estetik kaygılı malzemelerin yanı sıra ayna gibi günlük kullanım eşyalarını da alarak eleştirel, çarpıcı, sanatı ve dönemi sorgulayan çalışmalar yapar. Ancak 1980'li yıllardan itibaren mekan-boşluk kavramlarını araştıran, optik yanılsamalar yaratan, uçucu, geçici özelliklerde işler üretir.
Türkiye'ye dünyayla koşut bir güncel sanatın gelmesindeki önemli isimlerden biri olan onur, açtığı onlarca sergiden sonra artık daha çok yurt dışında gerçekleşen karma sergilere katılmaktadır.

En son çalışması ise 2006 yılında açmış olduğu semti kuzguncuk hakkında yerleştirmeler yapmıştır.


MEHMET TORAMAN / 2007.13.03.011



Tuesday, November 23, 2010

PopArt-kolaj

Pop-Art Kolaj

Ahmet Öğüt

 

Ahmet Öğüt 1981 yılında Diyarbakırda doğdu. Amsterdam'da yaşadı ve orada çalışmaya devam etti. Genellikle fotoğraf, video, çizim ve yazılı basın gibi medyanın geniş bir alanında çalışıyor. 2009 yılında Venedik Bienalinde Türkiyeyi temsil etti (Pavilion of Turkey at the 53rd International Art Exhibition)


Halkın gorebilecegi, tepki yaratabilecek eserlerle ugraşan bir sanatçıdır Ahmet Öğüt.

2000 yılından sonra güncel sanat ortamı içinde, kendine özgü dili, duruşu ve enerjisiyle özel bir yere sahiptir.

Kitaplarında ve bir çok sanatında sadece kendine ait bir dil kurmak konusunda değil, sürekli içinde bulunduğu toplumsal ve sanatsal koşullari değerlendirip, eleştiriler ve alternatifler üretmesiyle de kendini ayıştırır.

 2005 yılından bu yana kişisel sergiler açtı. Bunlar;

'Ahmet Ögüt' Mala Galerija / The Museum of Modern Art of Ljubljana, 2005; 'Ahmet Ögüt ve Borga Kantürk', Platform Garanti CAC, Istanbul, 2006; 'Softly But Firmly', Galerija Miroslav Kraljevic, Zagreb, 2007; 'Across the Slope', Centre d'Art Santa Mònica , Barcelona, 2008; 'Mutual Issues, Inventive Acts', Kunsthalle Basel , 2008; 'Things we count', Künstlerhaus Bremen, 2009.

 

Karma sergiler arasında bunlar da yer aldı;

'Lapses', 53rd Venice Biennial / The Pavilion of Turkey, Venice, 2009; 28th Biennial of Graphic Arts, Ljubljana, 2009; 'Take the Money and Run', De Appel, Amsterdam, 2009; 'The Generational', The New Museum of Contemporary Art , 2009; 7th SITE Santa Fe Biennial, 2008; 5th Berlin Biennial, 2008; 'Fuild Street', Kiasma Museum of Contemporary Art, 2008; 'Be[com]ing Dutch', Van Abbemuseum , 2008; 'Car Culture', Scottsdale Museum of Contemporary Art , 2008; 'Stalking with Stories', Apexart, 2007; 1st Contemporary Art Biennale of Thessaloniki, 2007; 'Normalization', Rooseum Center for Contemporary Art, Malmö, 2006; 9th Istanbul Biennial , 2005.

Öğüt'ün yapıtları bu güne kadar; Apexart ( Newyork), Scottsdale Çağdaş sanat Müzesi (Arizona);9. Uluslararası İstanbul Bienali, Acil durum Bianeli, 1.Selanik Bienali, Villa Manin Çağdaş Sanat Merkezi(Udine), Platform Güncel Sanat Merkezi (İstanbul), Rooseum Çağdaş Sanat Merkezi, Malmö, KUMU Modern Sanat Müzesi, Talin ve Moderna Galeri giibi birçok kurumda sergilendi.

2007 yılından beri Rijkademie Van Beeldende Kunsten’de misafir sanatçı olarak çalışmalarına devam etmekte.

http://www.idefix.com

http://ahmetogut.blogspot.com/

http://en.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Ögüt

http://www.ahmetogut.com/


Esra Bayar

tuğba yılmaz pop art

design concepts and contemporary art: Pop Art






Buğra YILMAZ
2007.13.03.030

make up smurfs

THE SMURFS AND FATHER SMURF


a) Synopsis


There is a small village which belongs to the smurfs. This small village 


has a perfect regularity at the cartoons.It was made by Peyo Culliforse.


Small,blue creatures names smurfs lives in the village.They are very


 primitive.They don't use any technologic things. They feed from the nature. 


They go to the forest and provide their sources from the nature.They are very 


happy in their village. They don't let any badness. Everyone had a different 


mission. There is a division  of labour.There is a father smurf who is the most 


experienced.Also there is a powerful smurf,a girl smurf,cooker smurf,tailor 


smurf, painter smurf..etc.. And there is an enemy named Gargamel. 


Gargamel aims to eat the smurf.All animation structure is the distinction 


between smurfs and Gargamel.


2)CHARACTER ANALYİZİNG


Father smurf


When we look at the father smurf ıt symbolize the wisdom. When the smurfs

 

has a problem the first smurf to be asked is father smurf.Father smurf wears


 a red hat. İt has got white beard.İt controls all the regularity of the village

 

He believes the equilibrium of all the smurfs.İt also advises to the other


 smurfs to be hog.Being hog will going to break the equality of the village

İt is not king or prince. İt doesn't emphasize the hierarchy of the village.

 

İnstead of that İt is the leader.İt never give up to develop himself although 


knows a lot of things.He solve the problems with good feelings.When a smurf


 made a mistake firstly he tries to tell the mistake fatherliness.Then He gives

 

a small punish which is benefit for the village. The punishment is not 


atrocious. Everything he made is for the benefit of the village including his 


magic.The hot which he wears is also the same with the Frigs hot. Frigs hot

 

Frigs hot was used in the French Revolution as a symbol of equilibrium and 


freedom.



FROM THE İDEOLOGİC ASPECT;

Some ways shows us it is the reflection of communism.Father Smurf 


is the leader.There is no throne or any capitalist symbol such as money


luxury house or special ownership.Although Father Smurf is the most 


advanced his house is the same with the others.The red hot symbolize 


the communism.Like the others also the Father smurfs works. They do 


everyhing help each other Father Smurf is too. One of the episode the smurf


with glasses anounced himself as a king.After that the public revolt against


 him. Father smurf comes again. And glasses smurfs apologize to the


 everybody. That shows their executing behavior


REFERENCES


www.wikipedia.com



TUGBA YILMAZ


20071303003

Monday, November 22, 2010

Pop Art and Technology

Julio Le Parc. "Courbes virtuelles". Perception Distortion (with mirrors)

Turk-Art

Turk-ArtYusufcan Karaoğlu
2007.13.03.001


Assignment 5 - Pop Art


Feys


Yutup


Assignment 3 - Calvin

Character analysis of Calvin from Bill Waterson's Calvin & Hobbes

Calvin and Hobbes is a daily comic strip created by Bill Waterson that originally ran for ten years from 1985 to 1995. The strip was very popular in its time, and it was featured in more than 2400 newspapers worldwide. It still continues to gain new fans thanks to the books that keep selling millions worldwide.

I first came to know Calvin in 1996 when Remzi Kitapevi printed first of the five Calvin books that were translated to Turkish. As a teenager obsessed with cartoons and drawing I fell in love with Waterson's style first and foremost. It was nothing like I've ever seen before. It looked effortless and naive, but the art was chock full of flair, dynamism and rock-solid knowledge. It was inimitable. The narrative style and the humor in the comic was even more alien to me. I had seen nothing like that before. Thankfully the translation by Erol and Ömer Erduran was excellent and I was able to appreciate the whole Calvin and Hobbes experience.

Calvin, is a 6 years old American kid who lives in a northern state of United States. In one of the strips Miss Wormwood, Calvin's teacher wakes Calvin from one of his daydreams about dinosaurs and asks, what state he lives in. Calvin answers, "denial". So, that's the canon information about Calvin's whereabouts. He lives with both his parents and he has no siblings. Apart from Rosalin, the occasional housesitter teen, Calvin has only his pet tiger Hobbes to keep him company at home. While he's a living and breathing tiger to Calvin, Hobbes is an ordinary tiger doll to everyone else. So throughout the strips, we watch a 6 years old boy's daily life, which isn't much more than going to school, coming back home, and playing in the yard and surrounding woods. Personally I can't get enough of it.

I love Calvin. I love how he reminds me of childhood, which is essentially the same for anyone in the world. It gives a sense of belonging. I love how he knows what he enjoys doing. I love his passion, his energy and his wild, wild imagination. This is what the creator Bill Waterson himself says about Calvin “I guess he’s a little too intelligent for his age. The thing that I really enjoy about him is that he has no sense of restraint, he doesn’t have the experience yet to know the things that you shouldn’t do.” This is the main reason I love Calvin so much. He is intelligent enough to actually understand the workings of the social life. Then he tells people in his childish wisdom things they can't deny. Facing us with the hypocrisy of grownups.

In one of my favorite strips Dad tells Calvin he heard Calvin signed up to play ball. Calvin admits he only did it to stop getting teased. Dad tells Calvin team sports are good for teaching teamwork and cooperation, winning graciously and accepting defeat. He says it builds character. Calvin says he's regretted every time he's built character. He says he doesn't want to learn teamwork or how to learn about winning or losing. He doesn't even want to compete. He asks what's wrong with having fun by yourself. Dad tells him when you grow up, it's not allowed. Calvin says that's all the more reason he should do it now.

In Nobel awarded Seamus Heaney's poem The Railway Children, there is this beautiful tercet. "We were small and thought we knew nothing worth knowing. We thought words travelled the wires In the shiny pouches of raindrops." This is what Calvin is about for me. The world he sees is so much more extraordinary and he actually knows all the things worth knowing. While we grownups think we know better, he knows awesome-r. So whenever I see calvin's evil smile as he pees into the gas tank of a car as a kitsch sticker, I am reminded of all these awesomeness, and I smile back.

POP ART

Mehmet TORAMAN - 2007.13.03.011


Monday, November 15, 2010


FRANK PLANT: WE KNOW WHAT YOU ARE THINKING

23 Kasım 2010 – 8 Ocak 2011
Açılış: 23 Kasım 2010 Salı / 18:30 – 21:00

SODA, Barselona’da yaşayan Amerikalı sanatçı Frank Plant’ın heykelleri ve üç boyutlu çelik resimlerinden oluşan 24 eserinin yer aldığı kişisel sergisini sunar…

Çin, Almanya, Hollanda, İspanya, Portekiz gibi dünyanın pek çok ülkesinde sergilere katılmış olan Plant’in çalışmaları, Türkiye’de ilk defa sergileniyor.

Sanatçının çalışmalarının temel medyası, bulduğu nesnelerle birleştirdiği kaynaklanmış çelik. Erken dönemlerinde iki boyutlu çalışmalar ve kinetik metaldan heykeller yapan sanatçı, daha sonra kullandığı malzemeleri çeşitlendirmiş; fotoğraf, ahşap arkafonlar, ışık kutuları, motorlar, sensörler, ses ve müzik, heykellerinin bütünleyici parçaları haline gelmiş. İzleyiciyle iletişim kurmanın yeni yollarını araştıran sanatçının işlerinde, interaktif çalışmalar gittikçe ağırlık kazanan bir unsura dönüşmüş.

Plant, “We Know What You Are Thinking/Ne Düşündüğünü Biliyoruz” adlı bu son sergisindeki çalışmaları şöyle açıklıyor: “Çalışmalarım fiziksel ve sosyal gözlemler üzerine kurulu. Çevremdekileri birer kompozisyon olarak değerlendiriyorum; ister kompozisyon olsun ister bir nesne, cümle ya da sosyal bir durum. Çalışmanın açık ve ulaşılabilir olması benim için önemli. Armoni ve uyumsuzluk arayışındayım ve bu iki durumu da anlamlı ve büyüleyici buluyorum. Beni çevreleyen sosyal farkındalık sebebiyle bu konuları bazen çalışmalarımda işliyorum. Benim için insanların iletişimindeki ince detayları bulup incelemek, günlük hayatımızdaki denge ve simetrinin varlığını ya da varolmayışını ortaya koymaktır.”

Mart 2010 SCOPE, New York sanat fuarına katılan ve Avrupa ve Amerika’da bir çok özel ve kamusal koleksiyonda eserleri yer alan sanatçı “Ne Düşündüğünü Biliyoruz” adlı sergisiyle 8 Ocak 2011’e kadarSODA’da.


Frank Plant: hierroglyphic.blogspot.com/
SODA
Şakayık Sok. No: 37/1 34365 Nişantaşı- İSTANBUL
Tel: +90 212 231 89 88
soda@sodaistanbul.com
www.sodaistanbul.com

Tuesday, November 2, 2010

Character Analyze- CEDRIC


CEDRIC

He is eight years old and blond. He is short and adorable. He wears normal clothes. He is shy and, his cheeks are always blushing. Cedric gets angry quickly. He loves playing games and he loves spending his time with friends. He has some school problems and he does not like studying. 

Cedric has a happy family and he lives with mother, father and grandfather. Cedric's mother Maryrose is too prescriptive. Cedric's father is always tired because he works a lot. He can not negotiate very well with his family. Cedric thinks that his family does not understand him. Cedric's grandfather is eighty years old. His grandfather is the most considerate person for him. He takes each issue andd ideas to share with him. 

Cedric has fallen Chen since the first time he saw. Chen is very important for Cedric. He does every thing for Chen. He is so jealous, especially to his only enemy Nicolas.Cedric wears pyjamas at midnight and shares everything happened in a day with his diary. He thinks Chen everynight and dream of marriying her. He thinks that life is beautiful.

This cartoon reflects the structure of today's family. Events and characters are realistic in the cartoon. For example; breakfast is done, what parents said are important etc.. It's a cartoon that watched by all ages from all ages.


CHARACTER ANALYZE OF SMURF
In the mushroom village which is very far, in depth of the Forest, the blue little creatures who wear white trousers and caps on their heads and they are known as Smurfs. Every one of these Smurfs has a different capability and skill. They have built divisions of labour according to their capabilities. Let’s take in hand Grandfather Smurf; Grandfather Smurf is the leader of all Smurfs and their village. He is the protagonist (baş kahraman)of the cartoon of Smurfs. Grandfather Smurf is the indispensable for all Smurfs because of his being helpful and having compassionate character. In any bad situation, everybody in the village, asks for his advice. He finds solution for every problem and support the Smurfs.. He is the person providing the right, helping with their problems and difficulties. This leadership quality of Grandfather Smurf makes him superion than the other Smurfs. For example; If it is need to have an enchantment, everybody goes to him for help. Because he is very successful in making poition and elixir. He always develops himself. With his red clothes and white beard, he is different from the other Smurfs and distinguished easily. As being a calm and wise leader, Grandfather Smurf conciliated every bad happennings with his wisdom and embedded in our memory with his handling everything.
Grandfather Smurf in the Cartoon, has the message for the little ones, to underline being informed from early ages and being tactful to the elder with experience and the best way is to obey these experienced and wise elder people. It is known that actor Jeff Bridges records the sound for Grandfather Smurf who is the leader of the Smurf Village.
Tuba USTALI

design concepts and contemporary art


WILE E. COYOTE and THE ROAD RUNNER

Wile E. Coyote (also known simply as "The Coyote") and The Road Runner are cartoon characters from a series of Looney tunes and Merrie Melodies cartoons. As we understand from the names, Wile E. is coyote and The Road Runner is road runner.

The cartoon passes between these two characters. They generally in somewhere like desert. The Coyote has brown body and Road Runner has blue body and yellow beak. Subject of the cartoon is that Road Runner is so fast and furthermore, because of Road Runner’s speed, Coyote is humiliated by it saying beep beep. For example, when the Road Runner going into tunnel fastly in front of the Coyote, he tries to catch but he can’t go into tunnel and this cause humiliation for The Coyote. In the cartoon there is no dialogue except “beep beep” and yowling in pain. Actually, gravity is the greatest enemy for The Coyote, because, Road Runner is so fast.

Reason of our love for this cartoon is that in every scene of it, The Road Runner decoys the coyote, and situation of the coyote makes us laugh. Moreover, it seems that the coyote never catches Road Runner.

Reference:

en.wikipedia.org/wiki/Wile_E._Coyote_and_Road_Runner

Yusufcan Karaoğlu

20071303001

30.10.2010

Design Concepts and Contemporary Art